Ozan Doğulu feat Sıla Alain Delon

Bu yaz çok eğlenceli geçiyor değil mi? Yazı bize getiren şarkıcılar ve şarkılar var. Onlar her yaza beş kala piyasa şarkılarını çıkarırlar, kliplerini çekerler sonra da keyfini çıkarırlar. İsimler tanıdıktır Hande Yener, Demet Akalın, Gülşen, Serdar Ortaç. Elbette bunların arasına her sene yeni isimlerde dahil olmaktadır. Son 1-2 yılda atak yapan isimler ile adını bu sene duyuranlar da yok değildir. Elbette bu şarkılarda TV’lerde radyolarda ardı sıra çalmaktadır. Özellikle de Power Türk kendine oluşturduğu Play List ile 3-5 şarkıyı durmadan beynimize kazımaktadır. Hal böyle olunca da ister istemez bu yazın popüler şarkılarını ezberlemek kaçınılmazdır. Bu yaz da aynı senaryo devam etmektedir. En iyi benim yarışmasındaki şarkıcılar televolelerde de boy göstermektedir. “EN İYİ BENİM, BENİ SEVİN BENİ SEVİN!”

Ama bence bu yazın en Continue reading…

“Savaşmayın, Sevişin” ne demek ?

Az önce Rihanna ve Eminem’in düet yaptıkları şarkının klibini izledim ve aklıma Sezen Aksu’nun şarkısında yer verdiği “Savaşma, seviş benle…” cümlesinin yer aldığı şarkısı geldi. Bizlerinde dillerine düşmüş bir cümledir. Kimi zaman kullanıldığında çevredekiler tarafından “Aaaaa ne ayıp, tü kaka” tepkileri gören, özünde ise çok masum, samimi ve herkesin kullanması gereken bir cümledir. Evet her zaman “Savaş” kötüdür, kimilerine göre de “Sevişmek”de kötüdür. Bu yüzden insanlarda hangisini seçmesi gerektiğine karar verememiştir. Bir karmaşadır sürüp gitmektedir. Bugün keşfettiğim bir yönüyle ise savaşmakta sevişmekte aynı kapıya çıkmaktadır. Ayrıca sözcüklerin kendi içlerindeki anlamları çok derindir. Yani savaşmak sadece öldürmek, sevişmek ise sadece yatakta yapılan eylem değildir.

Savaşmak ilk akla gelen kelime anlamıyla iki ülke arasında gerçekleşen ve Continue reading…

ACE ile yıkayın..

 

 

İnsanoğlu doğası gereği dış görünüşe oldukça önem verir.Haklı da sayılırlar ;çünkü gördükleri şey onlar için gerçek olandır.Ama daha derin düşünürsek gördüklerimiz gerçeği görmeye yetmez. Anlamaya yetmez.Algılamaya yetmez.Karar vermeye hiç yetmez.

O halde gerçeği nasıl görebiliriz? Gerçeği görmek önyargılarımızı bir kenara atıp gerçek olgusunun içine girmekle  ,onu birebir yaşamakla olur.Kısa bir hikaye anlatmak isterim bununla

ilgili.Geçenlerde arkadaşımla dolaşmaya çıktık hava çok güzeldi, insanlar dışarıda… Derken arkadaşım bir tanışıyla selamlaşıp konuşmaya başladı.Konuştuğu bir çiftti:Kadın çok kilolu sıradan giyimli;erkek oldukça ve oldukça kısa ve de çok çok zayıf hatta sıradan giyimli bile diyemezsiniz.Bunu söylerken küçümsemek değil amacım biz insanların nedenli önyargılı olduğumuzu anlatmak ayrıca dış görünüşe ve kıyafet dediğimiz çapaçula ne kadar itibar ettiğimiz..Neyse sohbet bitti ve arkadaşıma sordum bu tipleri nerden bulduğunu, kimler olduğunu.Arkadaşımın cevabı gülümseyererk şu oldu:Şekerim o tiplerden bayan avukat erkek ise savcı.

 

Önyargılarımızı ve dış görünüşe olan takıntılarımızı ACE ile yıkamamız dileğiyle.

Üçüncü Seçenek! İhanet ?

ihanet

 

İhanet insanoğlunun en büyük zayıflığı ve sonuçları ise en büyük çaresizliği.

İhanet neden var insanlar neden ihanet eder? ; çünkü insanlar Tamahkar. Var olanla yetinmezler, mutlu olmayı bilemez ve aynı anda her şeyin onların olmasını isterler. Oysa ki ne büyük haksızlık aynı anda her istediğine sahip olmayı istemek?
Bu arada ihanet sadece bir başkasını bir başkasıyla aldatmak anlamında değil her anlamda olabilir.

“Burada önemli olan ihanetin yapılmış olması, var olması tercih konusu olması!”

Aslında dediğim gibi bu bir tercih meselesi :
İki şıktan birini seçme meselesi; ama üçüncü bir şık daha var ki o da iki şıkkı iptal edip yalnızca bir şık üretmek:
Ya vazgeç Ya sahiplen; çünkü ikisinin ortası bir seçenek olamaz yani “aynı anda her iki istediğimiz olamaz.”
İşte tam o anda adı İHANET olur. !!